Restorasyon Nedir?
Hemen hemen her toplum kendi kültürüne sahip çıkmaya çalışmaktadır. Kültürel korumanın en önemli gerekliliklerinden biri de gelecek nesillere doğru bir şekilde aktarmaktır. Kültür aktarımının daha efektif bir biçimde yapılabilmesi adına da somut delillere ihtiyaç duyulmaktadır. Bu delillerin en başında da tarihi eserler ve tarihi binalar gelmektedir. Restorasyon kavramı da bu noktada en önemli kavramlardan biridir.
Tarihi binalar Türkiye’de de fazlasıyla bulunmaktadır. En çok tarihi binanın bulunduğu şehrin İstanbul olduğunu söyleyebiliriz. Kimi tarihi bina ne yazık ki bakımsızlık nedeniyle zamanla harabe olmuştur. Ancak tarihi binalar iyi korunur, gerekli bakımları yapılırsa yüzyıllar boyunca ayakta kalabilmektedir.
Tarihi binaları korumanın en temel yollarından biri de restorasyonlardır. Restorasyon kavramını tanımlamak için “Kültürel hazinelerin korunması, geleceğe aktarılmasını ve tarihi yapıların harap olan bölümlerinin daha fazla tahrip olmasını önlemek için aslına uygun biçimde yenilemek amacıyla yapılan çalışmalardır.” diyebiliriz.
Restorasyon kelimesinin tanımından da anlaşıldığı gibi, sadece binaların dış görünüşü ile ilgili olmadığını söylemek mümkündür. Binaları restore ederken elbette ki orijinal görüntüye sadık kalmak en temel kurallardan biridir, fakat yalnızca görüntüye sadık kalmak yeterli olmamaktadır. Tarihi binalar elbette ki dönemin ruhuna da ışık tutmaktadır. Dönemin ruhunu anlayabileceğimiz birçok referans noktası vardır. Kullanılan malzemeler, çini veya duvarlardaki motifler ve kullanılan renk seçimleri gibi birçok nokta referans noktası olarak kullanılmaktadır.
Süreç nasıl işler?
Restorasyon elbette ki hemen uygulamaya geçilen bir süreç değildir. Birkaç aşamadan oluşan ve görece olarak uzun süren bir süreçtir. Öncelikle çok kapsamlı bir araştırma süreci gerekmektedir. Tarihçesi, estetik özellikleri, teknik özellikleri ve yasal statüsü araştırılan en temel kategorilerdendir. Daha sonra ise rölöve süreci başlar. Rölöve terimini bir yapının kent dokusunun mimarlık tarihi açısından incelenmesi ve buna uygun restorasyon projelerinin hazırlanabilmesi için bütün özellikler gözetilerek durumun ölçekli çizimlerle anlatımı şeklinde tanımlamak mümkündür.
Bu iki sürecin peşinden gelen restitüsyon kısmı vardır. Restitüsyon ise sonradan değişmiş, zarar görmüş veya yok olmuş yapıların orijinal tasarımlardaki gibi planlanarak maket veya çizimle anlatılması kısmına verilen isimdir. Bu çalışma kısmı bilimsel ve zorunludur. Daha sonra da son adımlardan biri olan restorasyon projesi kısmı gelmektedir. Bu adımda bozulmaların nedenleri ortaya çıkarılmaktadır. Daha sonra da bu bozulmanın durdurulması için yapılacak müdahaleler belirlenmektedir.
Proje kısmı ile ilintili olarak da restorasyon teknikleri konuşulur. Bu tekniklerin başında sağlamlaştırma, bütünleme, yenileme, yeniden yapma, temizleme ve taşıma gelmektedir. Restorasyon süreci bütün bu tekniklerin rehberliğinde yürütülmektedir. Restorasyon sürecinin başında elbette ki işin uzmanları bulunmaktadır. Eğer bulunmazlarsa, bu sürecin yarardan çok zarar vermesi olasıdır.
Restore olmakta olan yapılar
İstanbul’da da çeşitli tarihi mekanların restorasyonu söz konusudur. Örneğin Kadıköy bölgesinin simgelerinden biri olan Haydarpaşa Vapur İskelesi, bu iskele Osmanlı döneminin son iskele örneklerinden biridir. 2005 senesinde çalışmalarına başlanan Haydarpaşa Vapur İskelesi’nin restorasyon çalışmaları halen devam etmektedir. Bu örnekte de gördüğümüz üzere restorasyon çalışmaları oldukça vakit alan ve titizlik gerektiren süreçlerdir.
Ayrıca Kadıköy’ün en önemli simgelerinden biri olan Haydarpaşa Garı da restorasyon çalışmaları için oldukça önemli bir örnektir. Haydarpaşa Garı hem görkemi hem de tarihi dokusuyla kültürümüzde oldukça önemli bir yere sahiptir. Özellikle ulaşım imkanlarının kısıtlı olduğu dönemlerde çok daha önemli bir yer tutmaktaydı. İstanbul’a gelen insanların ilk ayak bastığı yerlerden biriydi. 2010 yılında çatısında çıkan bir yangın sebebiyle restorasyon çalışmalarına başlanan Haydarpaşa Garı’nın restorasyonu için İspanya’dan gelen siyah renkli arduvaz taşı kullanıldı. Bütün bu çalışmaların 2021 yılında bitmesi beklenilmekte.
Kadıköy’de sadece tarihi eserler değil, tarihi olmayan binalar da restorasyon çalışmaları kapsamında yenilenmektedir. Oldukça köklü bir yerleşim yeri olmasından dolayı, 40-50 yıllık binalar görmek mümkündür. Bu binalar çeşitli firmalar tarafından alınarak tekrar inşa edilmektedir. Böylelikle binalar daha güvenli bir hale getirilmektedir. Kadıköy hem eski hem de yeni binaları ile oldukça güzel bir yerleşim yeridir.
Emlaksat; Kadıköy’deki binaları bulmanız için bulunmaz eşsiz bir kaynak olacaktır. Kadıköy’deki konut projeleri için projeler sayfasını ziyaret edebilir daha fazlası için Emlaksat’ı takip edebilirsiniz. Teknolojik imkanlardan faydalanarak en iyi hizmeti size ulaştıran Emlaksat, aynı zamanda yüksek kaliteyi de vaat etmektedir.
